2Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi, Worcester, Massachusetts, ABD
3Tufts Üniversitesi Tıp Fakültesi, Boston, Massachusetts, ABD
4Ortopedi Cerrahisi Bölümü, Lahey Kliniği, Burlington, Massachusetts, ABD
Özet
Giriş ve Amaç: Kalça abdüktör tendon zayıflığı, ortopedik uygulamalarda önemli bir sorun oluşturarak ağrıya, yürüme bozukluklarına ve fonksiyon kaybına yol açmaktadır. Pek çok durumda, tendonların primer onarımı, tendon retraksiyonu, kötü doku kalitesi ya da kronik dejenerasyon nedeniyle mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, tendon transferi işlemleri, kalça abdüksiyonunu yeniden sağlamak ve hasta sonuçlarını iyileştirmek amacıyla uygulanabilir cerrahi seçenekler olarak ortaya çıkmıştır. Bu işlemler giderek yaygınlaşsa da etkinlikleri ve komplikasyon profilleri hâlâ net değildir. Bu çalışmanın birincil amacı, total kalça artroplastisi yapılan ve Gluteus Maximus-Tensor Fascia Lata tendon transferi uygulanan hastalarda Trendelenburg yürüyüşü, opioid kullanımı, yeniden yatış ve revizyon cerrahisi gibi ameliyat sonrası sonuçları değerlendirmektir. İkincil amaç ise, hasta özellikleri (yaş, cinsiyet, Vücut Kitle İndeksi [VKİ], sigara kullanımı, diyabet, steroid kullanımı) ve cerrahi yaklaşım ile ameliyat sonrası sonuçlar arasındaki ilişkiyi inceleyerek komplikasyonlar veya yetersiz fonksiyonel iyileşme için risk faktörlerini belirlemektir.
Gereç ve Yöntem: Temmuz 2014 ile Haziran 2023 tarihleri arasında üçüncü basamak bir sağlık merkezinde Gluteus Maximus-Tensor Fascia Lata tendon transferi yapılan 41 total kalça artroplastisi hastasının demografik verileri ve ameliyat sonrası ağrı durumları Elektronik Sağlık Kayıtlarından elde edilmiştir. Diyabet, steroid kullanımı ve sigara içme durumu gibi hasta faktörlerinin ameliyat sonrası iyileşme üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Bulgular: Hasta grubunun ortalama yaşı 68,3 (standart sapma [SS]=10,0) olup, hastaların çoğunluğu kadın (%73,2) ve Beyaz ırktandı (%92,7). Hastaların %46,3’ünün VKİ’si ≥30, %41,5’inin ise VKİ’si 25–29,9 arasındaydı. Diyabet oranı %26,8, steroid kullanımı oranı ise %36,6 idi. Ameliyat sonrası ortalama opioid tekrar reçete sayısı 3’tü (SS=3,7). Trendelenburg yürüyüşü %56,1 hastada devam etti. Hastaların %4,9’unda cerrahi alan enfeksiyonu, %19,5’inde yeniden yatış, %21,9’unda ise revizyon cerrahisi gerekli oldu; revizyon ortalama 24 ay sonra (SS=18,9) yapıldı. VKİ, sigara ya da diyabet ile opioid tekrar reçetesi arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı. Diyabet, Trendelenburg yürüyüşü riskini anlamlı şekilde azalttı (olasılık oranı [OR]: 0,19 [güven aralığı (GA): 0,41–0,87]); cerrahi teknik, cinsiyet ve sigara kullanımı ise yürüyüşü anlamlı şekilde etkilemedi. Güncel sigara kullanımı, yeniden yatış riskini anlamlı şekilde artırdı (OR: 16,00 [GA: 1,22–210,66]).
Sonuç: Gluteus Maximus-Tensor Fascia Lata tendon transferi, onarılamaz gluteal tendon yırtıkları için güvenli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Cerrahi tekniklerin daha da geliştirilmesi ve hasta özelliklerinin sonuçlar üzerindeki etkisinin daha iyi anlaşılması için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Bulgularımız, belirli eşlik eden hastalıkları ve risk faktörleri olan hastaların bu işlemi, ameliyat sonrası komplikasyonlarda anlamlı bir artış olmadan geçirebileceğini göstermektedir.