Abstract
Background and Aim: Soft tissue foreign body (STFB) injuries are a common challenge in orthopedic practice, resulting from trauma, industrial accidents, or surgical procedures. In this retrospective analysis, we aimed to evaluate the epidemiological characteristics, diagnostic approaches, and clinical management of STFB injuries, culminating in the development of a structured treatment algorithm. The overarching objective was to refine and validate an evidence-based diagnostic and therapeutic algorithm tailored to the diverse presentations of STFBs in a broad patient population.
Materials and Methods: Between 2013 and 2024, 215 patients with STFB injuries were evaluated, predominantly males aged 18–65. The upper extremities were the most frequently affected sites. Eighty-seven percent of the foreign bodies were radiopaque. Diagnostic imaging included radiography, ultrasound (US), computed tomography (CT), and magnetic resonance imaging (MRI), selected based on the material’s properties and injury complexity. Radiography served as the initial screening tool, while US was most effective for detecting radiolucent foreign bodies such as wood and plastic. CT and MRI were used for deep or complex cases, balancing diagnostic accuracy with cost and radiation exposure.
Results: Management strategies were individualized, weighing conservative care for asymptomatic cases against surgical intervention for symptomatic, high-risk, or complex injuries. Key considerations included material composition, proximity to vital structures, and infection risk. Surgical techniques, often guided by intraoperative imaging, aimed to minimize complications such as neurovascular injury and retained fragments. Prophylactic measures, including antibiotics and tetanus immunization, were tailored to wound contamination and vaccination history. Postoperative care emphasized wound monitoring and physical therapy to restore function.
Conclusion: This study underscores the importance of a systematic, evidence-based approach to managing STFB injuries. While radiography is essential for initial evaluation, advanced imaging techniques such as US and CT are particularly valuable for identifying radiolucent and complex foreign bodies. The choice of imaging modality should be based on the nature of the foreign material. Radiographs suffice for radiopaque objects, whereas US, CT, or MRI is necessary for materials like wood or plastic. Prompt surgical intervention, along with appropriate antibiotic and tetanus prophylaxis, is critical for managing symptomatic cases. Preoperative counseling should address the possibility of incomplete removal and the need for follow-up. Future research should aim to validate these protocols across diverse clinical settings and improve MRI diagnostic capabilities.
Özet
Giriş ve Amaç: Yumuşak doku yabancı cisim (YDYÇ) yaralanmaları, travma, endüstriyel kazalar veya cerrahi işlemler sonucunda ortaya çıkan ve ortopedik pratikte sık karşılaşılan bir sorundur. Bu retrospektif analizde, YDYÇ yaralanmalarının epidemiyolojik özelliklerini, tanı yaklaşımlarını ve klinik yönetimini değerlendirmeyi amaçladık ve sonuç olarak yapılandırılmış bir tedavi algoritması geliştirdik. Genel hedef, YDYÇ’lerin çeşitli klinik görünümlerine uygun, kanıta dayalı tanı ve tedavi algoritmasını geliştirmek ve doğrulamaktı.
Gereç ve Yöntem: 2013 ile 2024 yılları arasında, çoğunluğu 18–65 yaş arası erkeklerden oluşan toplam 215 YDYÇ vakası değerlendirildi. En sık etkilenen bölgeler üst ekstremitelerdi. Yabancı cisimlerin %87’si radyopak özellikteydi. Tanı görüntülemesi olarak radyografi, ultrason (US), bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kullanıldı; bu yöntemler, materyalin özelliklerine ve yaralanmanın karmaşıklığına göre seçildi. Radyografi, ilk tarama aracı olarak kullanılırken, US ahşap ve plastik gibi radyolüsent yabancı cisimlerin saptanmasında en etkili yöntemdi. Derin veya karmaşık olgularda BT ve MRG tercih edilerek tanı doğruluğu, maliyet ve radyasyon maruziyeti arasında denge kuruldu.
Bulgular: Yönetim stratejileri bireyselleştirilmişti; asemptomatik vakalar için konservatif yaklaşımlar, semptomatik, yüksek riskli veya karmaşık vakalar için cerrahi müdahale ile karşılaştırıldı. Temel faktörler arasında materyal yapısı, hayati yapılara yakınlık ve enfeksiyon riski yer aldı. Cerrahi teknikler genellikle intraoperatif görüntüleme eşliğinde gerçekleştirildi ve nörovasküler yaralanma ile kalan parça riskini azaltmayı hedefledi. Antibiyotikler ve tetanos profilaksisi gibi koruyucu önlemler, yara kontaminasyonu ve hastanın aşı geçmişine göre düzenlendi. Ameliyat sonrası bakımda yara takibi ve fonksiyonun geri kazanımı için fizik tedaviye önem verildi.
Sonuç: Bu çalışma, YDYÇ yaralanmalarının yönetiminde sistematik ve kanıta dayalı bir yaklaşımın önemini vurgulamaktadır. Radyografi ilk değerlendirme için temel olsa da, US ve BT gibi ileri görüntüleme teknikleri, radyolüsent ve karmaşık yabancı cisimlerin tanısında özellikle değerlidir. Görüntüleme yöntemi seçimi, yabancı cismin yapısına göre yapılmalıdır. Radyopak nesneler için radyografi yeterliyken, ahşap veya plastik gibi materyallerde US, BT veya MRG gereklidir. Semptomatik olguların yönetiminde hızlı cerrahi müdahale ile uygun antibiyotik ve tetanos profilaksisi kritik öneme sahiptir. Ameliyat öncesi danışmanlık, eksik çıkarım ihtimali ve takip gereksinimi konularını içermelidir. Gelecekteki araştırmalar, bu protokollerin farklı klinik ortamlarda doğrulanmasına ve MRG’nin tanısal yeteneklerinin geliştirilmesine odaklanmalıdır.